04/12/2016
‘Alev alev Frida geliyor!
Yangın var, yangın var, yangın var!’
Alev Saçlı Çocuk, çocuklara bir şeyler ‘öğretmek’ değil, onlara ‘bir şeyler anlatarak narin bünyelerini sert yaşama hazırlamayı’ kendine çıkış noktası ilan etmiş Christine Nöstlinger’in çarpıcı kitabının adıdır. Huban Korman’ın desenleriyle, kırmızı, kıpkırmızı saçlarıyla karşımıza çıkardığı Frida, farklılıkların çocuklar arasında nasıl zalim çatlaklar açtığının örneği olan kızıl saçlı bir çocuktur. Tek bildiği, ‘sıra dışı kırmızı saçları yüzünden okulda hep alay konusu’ olduğudur.
Farklılıkların, okul ve ailedeki savsak eğitim temelinde alay konusu olmaya gebe bırakıldığı yaşlarda çocuklar, farklılıkların doğal değil, çirkin, uzak durulması gereken hususlar olduğunu ‘öğrenirler’. En iyimser yaklaşımla, mesafeli durulması gereken tanımlardır bu farklılıklar. Biraz mırıldanalım: En makul yaklaşımla, yok sayılması gereken hususlardır. En mazur görülebilecek biçimde, arkanı dönüp gidebileceğin anların nedenleridir onlar. En anlaşılabilecek şekilde, yani büyüdüğümüzde, diyelim ki, hayatın savurması yüzünden zaman ayıramadığımız, üzerinde düşünemediğimiz, yorulduğumuz, bunaldığımız kaçışların cılız işaretleridir de. Şunu öğrenmişizdir ama: Farklılıklar, olmadığı zaman her şey iyidir. İyidir de… Resmi ideolojiler tüm bu farklılıkların ve farklılaştırmanın üzerine kurulur, dolayısıyla hayatlar da; dil, din, cinsiyet bu çerçeveden pompalanır ve işine geldiğinde herkes birbirinin kardeşi olduğunu söyler durur. Gerçek soru ise, dışarda, ayazda beklemektedir: ‘Sahiden böyle midir?’
Geçen hafta ayazda bekleyen önemli bir soru daha, Adana Aladağ’da küçücük çocukların soluklarını yaşamdan çekip aldı. Bu çocukları aramızdan çekip alan en büyük fark ise, onca garabet ihmalin içerisinde, hiç kuşku yok ki, ‘bu çocukların yoksullukları’ olarak kendini belli etti.
Yoksulluğun bu kadar belirgin ve bu kadar yok sayıldığı, zaman zaman hiç umursanmadığı, evlilik programlarının ışıltılı rehavetine kapılıp gitmiş bir ülkede bu çocuklar, alev saçlı çocuklar, yangınvaryangınvaryangınvar, bizim çocuklarımızdı. ‘Türkiye’nin genç nüfusuna çok güveniyoruz, gelecek bizimdir’ diyen, küçücük çocukları tecavüzcüsüyle evlendirmeyi edepli bir şey tahayyül eden bütün retorikçilerin vb. bilgisine.