Bana deyimini söyle…

Deyimler ve Öyküleri, Erdoğan Tokmakçıoğlu’nun derlediği bir kitap. Bilgi Yayınevi’nden çıkan kitaptaki deyimleri, geçirdikleri evrimi ve bugüne dair düşündürdükleriyle okumak hem eğlenceli hem de öğretici .

Alın size bir örnek :
Çömlek hesabı… Çömlek hesabı, bilim dışına çıkmak, gerçeğe ve mantığa aykırı sonuçların doğması söz konusu durumlar için söylenir. Bu deyimin öyküsü ise Nasreddin Hoca’ya dayanıyormuş. Kitaptakini aynen aktarıyorum :
Nasreddin Hoca ramazanda, zamanı, günü, dünü, bugünü ölçmek için kendisine bir çömlek ve bir yığın taş almış. Her akşam taşlardan bir tanesini çömleğe atar, ramazanın kaçı olduğunu öğrenmek isteyince bu taşları sayarmış. Muzibin biri Hoca’nın bu işini öğrenmiş ve bir gün gizlice çömleğe bir kucak taş boşalttıktan sonra ertesi gün Hoca’ya ‘Hocam’ demiş, ‘acaba bugün ramazanın kaçı? ’
Hoca doğruca gidip çömleği boşaltmış ve içindeki taşları saymış. Bir de ne görsün, tam 1084 taş! ‘Yok’ demiş kendi kendine, ‘bu kadarı da fazla! ’
Gitmiş ona soru sorana :
‘Bugün ramazanın 46’sı!’ demiş.
Adam :
‘Aman hocam! Hiç bir ay 46 gün olur mu?’ deyince şu cevabı almış :
‘Sen gene şükret! Çömlek hesabına kalsaydı, bugün ramazanın 1084’üydü! ’
Bu deyimi bana hatırlatansa elbette son seçim sonuçları… Çömlek seçimi diye bir deyim oluşacaksa, onun da hikayesi yazılmış oldu. Kısacası bir başka deyimle söyleyelim: Atı alan Üsküdar’ı geçti. Tokmakçıoğlu’nun aktardığına göre ise bu deyim, umulanın tersine, iş işten geçti, fırsat kaçtı, olan oldu anlamına geliyor. Öyküsü düşünüldüğünde olumsuz anlamlar yüklü bir deyim. Öyküsünü ise meraklısına bırakalım.
Olan olduysa, peki kim kazandı ?
Onun için de Geçti Bor’un pazarı (sür eşeği Niğde’ye) deyimi ile düşünülebilecek başka bir deyimin öyküsünü paylaşacağım sizlerle :
Arapça’da üzerine açılmış küçük deliklerden, erimiş madeni geçirerek tel durumuna getirmeye yarayan çelik levhaya hadde adı verilir. Dolayısıyla haddeden geçirmek düz anlam olarak erimiş madeni tel yapma işlemi anlamına gelir. Oldukça dikkat gerektiren ve ince bir iş olan haddeden geçirmek zamanla en küçük ayrıntısına kadar yoklamak, incelemek, düşünmek (evet düşünmek, lütfen düşünmek!) anlamında bir deyim olarak kullanılmış ve günümüze kadar ulaşmıştır.
Haddeden geçirmek durumunda olduğumuz, ince eleyip sık dokuyacağımız ne kadar çok şey var! Varsın tozdan dumandan ferman okunmasın, varsın kambur kambur üstüne olsun…