Bütçede tasarruf

‘Filoya alınan bir uçağa ayrılan kaynakla kaç yeni oyun sahneye konulabilir?’

Bağımsız Ankara milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’nün bütçesinin azalması nedeniyle yıl sonuna kadar eser sahneleyemeyecek olmasından ötürü sorduğu soru.
***
Caddeler boyu kapanan küçük dükkanlar, yaşadığımız ekonomik krizin en belirgin göstergeleri. Küçük esnaf kan ağlıyor. Anlaşılan bu durum Devlet Opera ve Balesi için de geçerli! Yaşanan büyük ekonomik kriz, tasarruf tedbirleriyle ilgili kararları da gerektiriyor elbette. Öyle ki, artık sahneye yeni eserler konulamayacağı, turnelerin yapılamayacağı, festivallerden oyunların çekileceği ifade ediliyor. La Boheme ve Aida adlı eserler şimdiden programdan çıkarılmış durumda.
Peki.
Kısacası kemer sıkma zamanı….
Kemeri neden sadece belli bir çevre sıkmak durumundadır sorusu da bugünün sorusu olsun o zaman. Eğitim, kültür ve sanat alanında bu kemer sıkılıyor da, neden diğer alanlarda böyle bir uygulamaya gidilmiyor sorusu yani…
Sırası gelmişken bu noktada Aylin Nazlıaka’nın sorularına referandum öncesi pankartlara akıtılan bütçeyi de eklemek isterim. O pankartlara harcanan parayla kaç okulun eksiği tamamlanırdı sorusunu sormayı da. Enkaza dönmüş şehirlerdeki inşaat faaliyetlerine (yeni adıyla proje) ise hiç girmiyorum. Yani, Yağma Hasan’ın Böreği hallerinin hafriyat kamyonu ile delik deşik ettiği ruhlarımıza. Bu ruhları sanatsız bırakmaksa, yapılabilecek en büyük yanlışlardan biri.
Neden mi?
Aida Operası’nın konusuyla açıklamaya çalışayım: Paranın gücüne tapma, kazanma hırsı ve kıskançlığın temel teşkil ettiği ve elbette savaşın, o nemrut savaşın bütün felaketleri çağrıştıran yüzünün sergilendiği bu eseri seyrettiğimizde neyi öğreniriz biliyor musunuz? Hafriyat kamyonlarından ve inşaat (proje!) gürültüsünden öğrenemeyeceğimiz bir şeyi. Hırsın, iktidar tutkusunun, öfke ve kıskançlığın nelere yol açabileceğini ve insana nasıl kötülükler yaptırabileceğini.
Ve sanatın temel işlevselliğinden kaynaklı olarak çok daha ötesini: Böyle olmamamız gerektiğini! Görkemli aryalar eşliğinde yaşamda işlerin böyle yürütülemeyeceğini… Sanatla tütsülenmiş ruhların intikamla işinin olamayacağını…
Çok mu lüks geldi?
Ama bizim zaten çoook lüks hayatlarımız var.