Cins Adımlar

29 Mayıs’ta  fetih değil güzel bir keşif yaptık.
 
Arkadaşım, İstanbul Bilgi Üniversitesi akademisyenlerinden Nazan Haydari ile birlikte ‘Cins Adımlar: Toplumsal Cinsiyet ve Hafıza Yürüyüşleri’ başlığı altında kenti yeniden düşünen bir projeye dahil olduk ve bir pazar sabahını bambaşka bir lezzetle geçirdik. Sabancı Üniversitesi öğretim üyelerinden Ayşe Gül Altınay’ın en önemli mimarlarından olduğu toplumsal cinsiyet ve hafıza yürüyüşlerinin bu seferki durağı Kadıköy’dü.
 
Kadıköy’ün zamana meydan okuyuşuna, diyarın unutulan, göz ardı edilip ötekileştirilmiş ve artık bu dünyada ikamet etmeyen sanatçıları eşlik etti. Ancak bu kez, tarihin akış biçimine farklı bir tınıda cevap vererek… Gencecik, idealist insanların dilinde yeniden canlandılar. O genç insanların araladıkları sayfaların içinden, çoğunlukla tozlu, zaman zaman unutulmuş içli hikayelerini bambaşka bir perspektiften fısıldadılar.
 
Kimler, kimler yoktu ki bu buluşmada! Deniz Kızı Eftelya ile başlayan, Ermeni kadın tiyatrocumuz Kınar Hanım’la güçlenen, Halide Edip’in Şehremaneti Binası’ndaki heyecanlı nutkuyla canlanan, Nahid Sırrı Örik’in hüzünlü satırlarıyla işlenen, Apollon Tiyatrosu’nun Afife Jale’siyle yeniden seslenen, Baylan müdavimi Sevim Burak’la bir daha, bambaşka bir dille yazılan bu tarihte bestekâr Dilhayat Kalfa’yı da dinledik, ŞevkiyeMay’ı da. Eskiden bir bakla tarlası olan Yoğurtçu Yokuşu’ndan Yoğurtçu Parkı’na doğru inerken ressam Mihri Müşfik Hanım’ın tam da oralarda sürdürdüğü yaşamına hakim olan inadına şapka çıkardık. O inat sayesinde kadınlar için güzel sanatlar okulunun açılmasına neden olan bu kadının, bu okulda Nazlı Ecevit, FahrelnisaZeid, Aliye Berger gibi ressamlarımızın öğretmeni olduğunu da bu sayede öğrendik. Ve daha neler neler…
 
Sıra Yoğurtçu Parkı’na geldiğinde ise 1987 yılına döndük ve tam da o sene Çankırı’da kendisine şiddet uyguladığı gerekçesiyle kocasına boşanma davası açan kadının davasını düşüren hakimi düşündük. Şu ‘kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin’ diyen hakimi. İşte o zaman hatırladık. Yoğurtçu Parkı bu hakimi protesto eden kadınların sesiyle nasıl da dolup taşmıştı ve işin içine erkekleri de alan nasıl kitlesel büyük bir protestoya dönüşmüştü diye. Hatırladık: ‘Dayağın çıktığı cenneti istemiyoruz!’ Şimdinin HDP milletvekili Filiz Kerestecioğlu’nun sözlerini yazdığı o şarkıyı da: ‘Kadınlar Vardır!’
 
Alternatif bakış açıları
 
Cins Adımlar, gençlerle birlikte çalışarak, yaşadığımız şehri  şekillendiren tarihsel, toplumsal ve politik ilişkilere toplumsal cinsiyet odaklı alternatif bakış açıları sunmayı amaçlayan ‘hemen her yere lazım’ bir proje. Bugüne kadar İstanbul’un 3 bölgesinde (Beyoğlu, Balat, Kadıköy) hayata geçmiş durumda. Asıl üzerinde durduğu ise şu sorular: Şehrin farklı mekanları nelere ve kimlere dair toplumsal hafızanın izlerini taşıyor ya da taşımıyor? Toplumsal hafızadaki suskunluklar şehrin mekanlarına, sokaklarına, hele hele parklarına nasıl yansıyor? Yaşadığımız şehre  dair kamusal görünürlüğü olmayan hafızaların izini sürdüğümüzde yaşadığımız şehirle ve onun mekanlarıyla kurduğumuz ilişki nasıl değişiyor? Dahası şunlar da: Toplumsal cinsiyet şehre dair algımızı, şehirle ilişkimizi ve toplumsal hafızayı nasıl şekillendiriyor?
 
Toplumsal cinsiyet odaklı bu hafıza turlarıyla, hem bu ilişkileri daha iyi anlamayı, hem de şehre ve insana dair yeni pencereler açmayı umuyorlar.
 
2014 yılında yolculuğuna başlayan Cins Adımlar ekibi bugüne kadar 17 yürüyüş gerçekleştirmiş.  Devamı da gelecek…