25/07/2016
‘Çöpümüzü sağa sola atmıyoruz, çöpe atıyoruz.’
Beşiktaş-Üsküdar motorundaki çaycının bir dolu mutsuz insandan oluşan motor ahalisine sesleniş konuşmasından
***
Çöpümüzü sağa sola atmaya alışkın bir milletiz. Çöpten kurtulmak her zaman esastır bizde. Nereye giderse gitsin!
Bir şarkıcımızın 15 Temmuz darbe girişiminden sonra müzik sektöründeki ‘darbe girişimcilerini’ cumhurbaşkanına liste halinde vereceği haberini okuduğumda Beşiktaş-Üsküdar motorundaki çaycının sözlerini de hatırlamak farz oldu.
Herkes, her önüne geleni ispiyonlama telaşına girer ve durumdan vazife çıkarmaya başlarsa, yola nasıl revan olacağımız sorusu yakın geleceğimizin sorusudur ve korkarım hepimizi fazlasıyla ilgilendirmektedir. Sağa sola savrulan çöp sözcüklerin, bir süre sonra, birbirine asla güvenmeyen ve sürekli etrafındakilerden kuşku duyan paranoyak insanlar yaratmayacağının garantisi yoktur. Dahası da var. O gece sokağa dökülenlerin ya da atılan tweetlerin dille kurduğu ilişkisine baktığımızda, bambaşka bir sorunla karşı karşıya olduğumuz da ortaya çıkar. Erkek egemen dünyanın çöp sözcükleri hemen her yerde uçuşmaktadır. ‘Oraya gidilecek ve darbecilerin eşlerine tecavüz edilecektir.’ Böylece adalet yerini bulacak ve eski demokratik günlere tekrar kavuşulacaktır! Ancak bu iş bu sorunlu cümleyle de bitmeyecektir. O gece ‘Sıra size de gelecek’ biçiminde tehdit edilen kadınların sayısı az değildir.
Tankların üzerine çıkılarak verilen pozların bir darbe girişimini önleme fotoğrafından çok pornografik bir dergiye kapak olacak hali, yaşamakta olduğumuz günlerin cinsiyetini olduğu gibi ortaya sermektedir.
Erkek egemen dünyanın erkek sesiyle, darbe girişimi bertaraf edilmiş ve gelecek günler ‘teminat altına’ alınmıştır. Buna geliştirilecek argüman, ‘darbeciler olsaydı farklı mı olurdu?’ sorusu değil (elbette farklı olmazdı), anlamı hiç hayata geçememiş ‘çoğul bir Türkiye’, anlamı eprimemiş ‘demokratik bir Türkiye’, anlamı çürütülmemiş ‘eşitlikçi bir Türkiye’ ve hemen herkes için ‘özgür bir Türkiye’ yanıtı ve bundan, işte tam da bundan bir milim taviz vermeyen bir yönetim anlayışıdır. Her zaman ve her yerde.