30/01/2017
Edgar Allan Poe’nun karanlık öykülerinin yeni kahramanı Donald Trump, Meksika duvarından sonra Müslüman ülke insanlarına da manevi bir duvar örmeye kalkıştı. Bereket, ABD’nin insan hakları savunucuları hemen devreye girdi de, bu saçma tavır biraz olsun engellendi. Bitti mi? Hayır. Ne zaman biter? Dünya üzerinde insan hak ve özgürlüklerinin (elbette düşünce ve ifade özgürlüklerinin) bir gün herkese gerekli olacağı hemen herkes tarafından fark edildiği zaman.
Masumla masum olmayanın koy aynı kaba gitsin mantığıyla pişirildiği 11 Eylül manzaralarından birine daha tanık olmaya ramak kalmıştı… Kalmıştı diyerek olayın geride kaldığına dair bir fikir oluşturmak istemem. Zira bu gözü dönmüşlük, belli ki daha çok can yakacak…
Nedir? Geçen hafta, Donald Trump ülkeye mültecilerin kabul edilmesine engel olan bir kararnameye imza attı ve bununla da kalmadı, son derece kendinden emin bir biçimde, bahçesine çit çeken ama takvimden bihaber kunt bir ev sahibi edasıyla yedi Müslüman ülke vatandaşının üç ay boyunca ABD vizesi almasına engel koydu. Bu arada Hristiyan mültecilere bir şey yok. Doğrusu güzelim Malcolm X’i bir kez daha hatırlamamıza yol açacak bu tavra, ürkerek de olsa, Malcolm X’den sonra son derece radikalleşen Müslüman hareketinin keskinliğini de hatırlatmak boynumuzun borcu olsun. Kısacası Mr. Trump, o iş, sınıra bariyer çekerek hale yola girmez. En azından, işlerin öyle olmadığını görmeniz açısından Alex Haley’in kaleme aldığı Malcolm X’in hayatını okumakla başlamanızı hararetle tavsiye ederim size (kolay okunuyor merak etmeyin).
Seçimdeki şaibelerle başa gelen yeni ABD Başkanı, ülke nüfusunun çoğunluğunu oluşturan göçmen ruhuna bir güzel ihanet ederken, dünyanın bu tarafında haysiyetiyle yaşayan Müslüman insanları kızdırmayı da başardı. Buna bindiği dalı kesmek denir ya, her neyse!
***
Dünkü yazıma ek olarak, dünyada şiddeti üreten ve destekleyen, bir toplum içinde ve elbette dünya sisteminde kutuplaşmaları ve dolayısıyla mazlumları çoğaltan yaklaşımlara tümden hayır diyen bir siyaseti de telaffuz etmek isterim. İnsan hak ve özgürlüklerinin hiçe sayılmadığı, hor görülmediği bir dünyayı hayal etmek… Bizlere bu hayali yaşatacak insanlara ihtiyacımız var, hayatımızı kâbusa çevirenlere değil!