Gezi Parkı’na yağmur yağıyordu

Gezi Parkı’nın yok edilmemesi için tam 70 bin imza toplandı. Yaratılan kamuoyu desteği ile olayın ivmesi yavaşladı. Biraz ‘oh’ dedik. Şimdi ise adına Koruma Yüksek Kurulu denen bir kurul parkta yükselecek kışla inşaatını onaylamış bulunuyor. İçinde ‘koruma’ sözcüğü geçtiği için bu kurulun kimi, neyi, nasıl koruduğunu merak ediyor ve el mahkûm, bu yazımı Koruma Yüksek Kurulu’nun o seçkin üyelerine ithaf ediyorum:

Kalender’in işleri

Haldun Taner’in ‘Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu’ adlı bir öyküsü vardır. Hatta aynı adla bir kitap olarak da basılmıştır. Orada yaşlı bir beygir olan Kalender hikâyeyi alır götürür.

Olay yağmurlu bir günde İstanbul’da, ikindi saatlerinde, Kalender’in her günkü güzergâhı Şişhane’de geçer. Fakat o da ne! Kalender bir hamalın sırtındaki aynada kendini, daha doğrusu yansımasını görür ve ürker. Olan olur, gemi azıya alır. Geri geri gider ve çöp arabasıyla birlikte kaldırıma çıkar. Kaldırıma çıkar çıkmasına da bununla da kalmaz. O hızla gider ve bir dükkân vitrinini şangur şungur aşağıya indirir. İndirmekle de kalmaz, çıkardığı gürültüden o kadar ürker ki bu kez arabayı dört nala sürer ve buyurunuz, bir kazaya neden olur. Tramvaydı, otomobildi derken kaza büyür ve yol trafiğe kapanır. Yol trafiğe kapanmakla kalmaz otomobilin sahibi olan bir iş adamını epey oyalar; otomobilin sahibi karakola götürülür ve ifade vermek durumunda kalır. Bu yüzden çok zaman kaybetmiştir çok! Orada savrulan bu zaman yüzünden iflas eder çünkü aynı gün Brezilya’da Sao Paulo’da bir firma ondan o saatlerde haber beklemektedir. Bizimkisi doğal olarak Brezilya’daki firmanın beklediği telgrafı çekemez ve çekemeyince iş yatar, başka birine verilir.

Brezilya şaşkın ama…

Kalender’in o yağmurlu gündeki kişnemesi, Şişhane’deki karışıklıktan dalga dalga Brezilya’ya kadar yayılmış ve paracıklar heba olmuştur. Kalender’in ürkmesi yüzünden işler durmuş, paraya kayıtlı projeler iflas etmiştir. Durum çok vahimdir çok! Ama bir de işin başka bir boyutu vardır: İş adamları, bu yaşanan Kalender Vakası yüzünden paralarına para katamazken, yoksul kesime, kısacası Şişhane halkına eğlence çıkmış ve insanlar mutlu olmuşlardır.

(‘Yüksek’ koruma kurullarının bürokrasiyi ve onun kollarını değil, koruması gerekenleri, yani insanları, ağaçları ve tüm canlılarıyla yaşamı ‘koruması’ umuduyla.. Malum, Gezi Parkı hepimizin parkı!)