İfade mifade özgürlüğü

Mahkeme kararıyla kapatılan Twitter hesaplarımızı, lisedeki kimi kıl yöneticilerin inadına geliştirdiğimiz eski öğrenci refleksleriyle bir çırpıda yeniden açtık. Benzer teknik yöntemlerle, yine aynı mecrada açılmış ‘Twitter Türkiye’den daha büyük değildir’ biçimindeki hükümet yanlısı kampanyaya da hafif hafif gülümsedik.

Bu cümleye verilecek cevaplar

Bu cümleye verilecek o kadar çok cevap var ki! Hem de ne kadar çok! Örneğin ayakkabı kutularının Türkiye’den daha büyük ve önemli olup olmadığı bu listede başı çekiyor. Sokakta yaşananlardan Meclis’te tartışılamayan fezlekelere kadar akıllara durgunluk veren bir söylemle karşı karşıyayız. Bu ülkeyi bugüne kadar olmadığı biçimde bir rüşvet ve yolsuzluklar ülkesi hâline getirip, ardından ülke sevme yarışlarına çıkmak ise, en azından şu cümleyi akla getiriyor: Baylar cepleriniz ve egolarınız Türkiye’den daha büyük ve önemli değildir.

Şunun da farkına varmak durumundayız: Twitter’a getirilen yasak, ‘tivitır mivitır’ ile özetlenebilecek, hafifletilecek bir iş değildir. Burada çok ciddi bir ihlal söz konusudur. Resmen ifade özgürlüğüne getirilen bir kısıtlamadır bu. İfade özgürlüğü denilense, merkezde yer aldığını farz eden bir grubun ve bu grubu, kraldan çok kralcı olmak adına destekleyenlerin, merkezde yer almadığı farz edilenlere düşünce ve fikirlerini, motora bağlanmış biçimde sözlü ya da fiziksel şiddetle dayatma hâli değildir. Tam tersine, herkesin düşüncesini özgürce ifade etme, bilgi edinme ve öğrenme hakkıdır ifade özgürlüğü. Bu anlayışa varamadığımız müddetçe, tam da bu biçimde, ifade özgürlüğü bağlamında nal toplamaya devam edeceğiz. Bu içler acısı bir tablodur. Ancak inanıyorum ki bu tabloya bile ‘devletimizin güvenliği şusu busu’ diye benzer ezberlerle sahip çıkanlar olacaktır. Unutmuş olabiliriz, hatırlayalım: Bu ülkede herkesin fikir ve bilgileri dilediği medya ortamından alma, verme, yayma hakkı vardır. Dahası fikrini yayma özgürlüğü vardır. En azından prensipte! Bu noktada ise cümlemiz bellidir: Baylar ve bayanlar, devlet, Türkiye’nin insanlarından daha büyük ve önemli değildir. Zira devlet, insanlar için vardır.

***

Bu hengâmede Saint Benoit Lisesi’nin ilginç bir etkinliğini takip etme şansım oldu. Frankofoni Festivali bağlamında bir sergi açıldı okulda. Kanuni’den başlayıp 19. yüzyılın sonuna kadar Osmanlılar ve Fransızlar arasındaki resmi yazışmaları içeren bir sergi bu. ‘Zambak ve Lalenin Dostluğu’ adını taşıyan bu sergiye, yolunuz Karaköy’e düşerse uğramanızı öneririm. Görkemli, tarih kokan bir binayı görme keyfi de cabası! Aynı festival kapsamında 25 Mart tarihinde önemli caz piyanistlerimizden Kerem Görsev’in de bir konseri var okulda. Görsev’e kontrbasta Kağan Yıldız, davulda ise Ferit Odman eşlik edecek. Festivale edebiyat ve fotoğraf alanında katkı sağlayanlarsa Mario Levi ve Timurtaş Onan.