Japonya’nın teknik direktörü

Brezilya’daki dünya futbol turnuvasında ilk turda elenen Japonya’nın İtalyan teknik direktörü Alberto Zaccheroni, yaptığı basın toplantısında istifa ettiğini açıkladı.
 
Böylelikle başarısızlığın başarı,hırsızlığın dürüstlük, Bizans oyunlarının siyaset gibi gösterilmesine alışmış ruhumuzda mutedil bir dalgalanmaya yol açtı. Allah iyiliğini versin senin Japon teknik direktörü kere!
 
Ne demekti istifa etmek canım ?
 
Yapılacak onca şey dururken insan İtalyan usulü harakiri yapar mıydı böyle!
 
Doğrusu teknik direktörden şu maddeleri izlemesini beklerdik :
 
1- Asla vazgeçme. Bu yol, er ya da geç sana kurban olacaktır. Bugün böyleyse, yarın farklıdır kardeşim. İnsanların hatırlama gibi bir açmazları olsa da unutmak gibi çok büyük faziletleri vardır .
 
2- Bu ve buna benzer olaylar hiç yaşanmamış gibi davran ve sürekli olarak konuyu başka yerlere kaydır. Hatta bu uğurda sinirlen. Çok kız. Olmadı kızmış gibi yap. Örneğin kiraz ağaçlarının zamanında beyaz beyaz çiçek açmamasını (böyle bir olayın olması da gerekmiyor, önemli olan kamuoyunun kafasını karıştırmak), Japon Futbol Federasyonu’nun gelmiş geçmiş en büyük açmazı olarak göster.
 
3- Bir ben vardır bende benden içeru. Yunus Emre filan deme. Bunu çal. Çal çal. Çalmanın pek mubah olduğunu anlamış olmalısın. Böylece yaptığın tüm hataları başkasına yükle. Hatta bu sözle dinlendiğini, resmen böceklendiğini, gazozuna hap atıldığını iddia et.  Bir ben vardır ruhuma dikey de, mesela. Tutar, merak etme. Ne dersen, ne yaparsan tutar, merak etme sen… Aslında kazanacaktık, de. Yanlış taktikler verdim takıma, de. Ve gözlerini ufka dikerek de ki: Ama bunları ben söylemedim, birileri söyletti bana… De de. Vallahi de.
 
4- Şiir ezberle. Ama öyle sanat için falan değil. Baktın sıkıştın, hemen günü kurtaracak bir şiir oku. İki vasat haiku ile bu işi kurtarırsın. Ve yine gözler. Onları mümkünse hep ufka dik. 
 
5- Çay törenleri esnasında kapitalizm eleştirisi yap. Dalga geçmiyorum. İş yapar. Bir şeyleri Budizm’e bağla. İş yapar, çok iş yapar. Yap işte. Sloganlar bul kendine. Bol bol basın toplantısı düzenle. Medyayı yanına çek. Onlara vaatlerde bulun. Gelecek beş yıllık projelerde onların adını zikret. Bağlılık ve sadakatin, zeka ve algıdan geçmediğini sakın ha hissettirme. Böyle takıl. Sana tapanlar ordusu kur. Ve bu ordunun temellerini çıkar ilişkileriyle ör. Bir şekilde bağla onları oraya. Rant, rüşvet, şu bu. Herkesi o açmazın içine çek. Çek ki kimse oradan çıkamasın. İlmekleri ör kardeşim. Allah Allah. Anla. Fransız mısın nesin ?
 
Ne demek öyle çekip gitmek .
 
Kal. Öyle bir kal ki asırlara hükmeden İtalyan usulü bir Japon mucizesi yarat, spagetti gibi uza uza uza, hatta bizzat tutkal ol. (Bu arada sürecin adını da koy: Koparama.)