‘Kül Kuşları’

11 Ocak’ta 1995’te yitirdik Onat Kutlar’ı. O güzelim insanı.

İshak adlı kitabında yer alan Kül Kuşları adlı öyküde yangına tutulmuş kuşlardan bahseder bize Kutlar. Öyküde hemen her satıra sinmiş olan kül, hala ve yeğenin de öyküsüdür aynı zamanda. Yangın yerini çağrıştıran tuhaf bir oyunun içinde ateş artığı bir bellekle oturmuş öylece bekler hala ve yeğen. Öyküyü takip ederken ‘beklemek mi?’ diye düşünmeye başlarsınız. Beklemek ha! Kurgudaki beklemek bir külfete eşdeğerdir. Falakadır, falçatadır, durağanlığıyla işkencenin alâsıdır. Zaman akmaz, olsa olsa bir yüktür. Kutlar’ın şefkatli dili bile öyküdeki ağırlığı gideremez, gidermek istemez. Bu yetkin dille birlikte içinizdeki hüzün artar, acılarınız kesifleşir. Hâl böyleyken beklemenin anlamı olsa olsa vasiyettir.

Öyküyü usulca bitirirsiniz. Kim bilir kafanızda kaçıncı kezdir bitirmektesinizdir! Yutkunursunuz. Sonra, ne kadar sonra belli olmaz, yaşam parıldar zihninizde. Ne bileyim, kapı çalınır, bir arkadaşınıza sarılır, ortalığı sarmış olan deli nergisleri kırık buruklarıyla koklarsınız. ‘Yaşamda da böyle mi?’ diye geçirirsiniz içinizden. Durduk yere zamanın ibadet ettiği umuda kayıtlı beklemeler düşer aklınıza. O şefkatli umutta, anın kristalleşip çoğaldığı verimli sırlar mevcuttur, bilirsiniz. O sırları bulmaya yemin edersiniz. Yaşamınızda o tür sırların kaç tanesine toslayabileceğinizi hesap eder, sonra onun çetelesini de bırakır, ‘bırak dağınık kalsın’ dersiniz.

Olur a, şansınız yolunda giderse, bir ara, öylesine bir ara işte, tescilli bir kül kuşu bile olsanız, kül kuşu olmanın keyfini çıkarmanın apayrı bir tat olduğunu fark edersiniz. Kül kuşlarının küllerinden doğuşunu hatırlarsınız. Ülkenizi düşünürsünüz. Yangın yeri ülkenizi. Yangınlar içerisinde kalmış bu diyarı ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha anlarsınız.

Ve başa döner, her şeye rağmen, yoluk yoluk ruhunuzla, ‘e olacak o kadar, hamama giren terler’ diyerek sanatla, edebiyatla, dostlarla, umutla, demli kahkahalarla, inadına, evet inadına çocuksu bir ruhla ‘yaptığım pak hesaplara göre bir gün her şey bu beklemeye değecek’ der devam edersiniz.

Velhasıl beklersiniz.