Mayıs ayı billboardlarının anlatmadıkları

Kadınlar öldürülmeye devam etti, geçen ay. Mayıs’ta.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun Mayıs raporuna göre tam 22 kadın öldürüldü. Rapor diyor ki: ‘Cinsel şiddet ve istismarının yüzde 90’ı iş yeri, park, okul, cami, şehirler arası halk otobüsü gibi kamusal alanlarda gerçekleşirken, taciz ve tecavüz edenler imam, polis ve öğretmen’di.
Ve rapor özetle şöyle devam ediyor:
‘Karaman Ensar davasındaki üstü örtülenler örtüldükleriyle kalmadı. Mayıs ayında bu zihniyeti uygulamaya dökmek için harekete geçildi. Boşanmaları Araştırma Komisyonu cinsel şiddete uğrayan kadınları ve istismara uğrayan çocukları tecavüzcüleriyle evlendirmeyi öngören bir rapor sundu. Çocuk istismarına karşı önlem almak yerine yeni çocuk istismarlarının yaşanması kaçınılmaz hale geldi. Sonuçları kısa zamanda en beterinden kendini gösterdi. Bakınız Bitlis Ensar Vakfı.
Kadınların yüzde ellisi ateşli silahla, en yakınları tarafından öldürüldü. Kadın cinayetlerindeki artış hız kesmeden devam etti.’
***
Ayça Söylemez’in Bianet’te bildirdiğine göre:
Hatay, Reyhanlı’da patlatılan bombaların üzerinden üç yıl geçti. O günden bu yana sivillere yönelik dokuz bombalı saldırı daha yapıldı. Bu saldırılar sonucunda 8 saldırgan öldü, saldırıya maruz kalan tam 275 masum kişi ise hayatını kaybetti.
Sadece son bir yıldaki saldırılarda tam 223 kişi öldürüldü. 223 insanın ocağına ateş düştü. Yoğun araştırmalar sonucunda sadece bir saldırının soruşturması tamamlanabildi: Reyhanlı. Reyhanlı ile ilgili açılan üç dava da ne yazık ki sonuçlanmadı. Dokuz saldırıyla ilgili soruşturma sürüyor. Soruşturmaların tümünde tahmin edebileceğiniz gibi gizlilik kararı var.
***
Diyarbakır Mitingi’nde ne oldu? Bunu fişekleyen kimlerdi? Bu konuda sahici bir adım atıldığına dair elimizde bir veri yok. Neden ki?
***
Türkiye Yayıncılar Birliği’nin verdiği Düşünce ve İfade Özgürlüğü 2016 ödülleri yapıldı ve ödüller sahiplerine verildi.
Törende iki kitabı toplatılan gazeteci Hasan Cemal, yayınladıkları üç kitap toplatılan Alfa Yayın Grubu ve Kırşehir’de milliyetçi gruplar tarafından yakılan Gül Kitabevi ödül aldı.
21. yüzyılda, ülkemizde hâlâ kitaplar yasaklanıyor, toplatılıyor ve kitabevleri yakılıyor. Bu da zaten okumaya, kitaplara mesafeli duran bir toplumu okumadan, düşünmekten iyice soğutuyor. 1951’de çıkan, kitapların yakılmasını anlatan Fahrenheit 451’in ve yazarı Ray Bradbury’nin yeniden hatırlanması elzem hale geliyor. Bu kitabı daha geçen yıl üniversitede okuturken bir öğrencimin yüzüme hırsla bakıp ‘insanların kitap okumamaya da hakkı var, insanları yönlendiriyorsunuz, bu faşizmdir,’ demesi düşüyor. Bu tip bir mantığın yakın zaman diliminde kime faydası olacağını uzun uzun hayal ettiğimi ve bunaldığımı hatırlıyorum. Ve bu hayalin edebiyatçı yanımla hiçbir ilgisinin olmamasının daha da canımı sıktığını.
Tekrar törene dönecek olursak, törenin açılışında, Türkiye Yayıncılar Birliği Yayınlama Özgürlüğü Komitesi Başkanı Ragıp Zarakolu ‘2000’lerde daha iyi bir duruma geldik ama son birkaç yıldır ciddi bir ruh hali yaşıyoruz. Önceki otoriter hükümetleri biliyoruz. Ama demokratikleşme programıyla gelenlerin buraya savrulması inanılmaz” diye konuşuyor.
***
İnanılmaz ama gerçek…
Yolda bir adamın bir arkadaşına söylediği:
‘Ne zaman huzura ereceğiz? Ne zaman bitecek bu dermansızlık, bu savaş, bu illet, ah ah!’
***
‘Allah bu milleti elli yıldan fazla rahata koymasın, alıştırmasın.’
Bir padişah.