On yıl

İnsanı anlatmak için belki ‘Yüzyıllık Yalnızlık’ gerekir.

Bir gazetenin on yılını anlatmak içinse bir zeytin ağacının ilk on yılını anlatmayı tercih ederim.

İnsanın tersine, daha ilk başlarda yaşama 3-5 metrelik bir çalı olarak başlayan bir ağaçtır zeytin. Yaprakları oldukça sert, kâh koyu bir yeşil, kâh gümüş rengi olan bir mizaca sahiptir. Yaşaması için güçlü ve dayanıklı olması gerekir.

İnsan denilen ilk on yılda kendini yaşam yolunda yeni yeni anlamaya, anlatmaya ya da tekmil anlamamaya başlarken, bir zeytin ağacı aynı zaman diliminde olgunlaşmaya başlar.

İnsan için gelecek günler zor, seçimsiz, zihni darda bırakan bir ergenlikken, zeytin, dallarıyla yayvanlaşarak nam salmaya başlayacak gerçek bir ağaç haline dönüşmek üzeredir.İnsan için çözüm, öncelikle ne istediğini fark etmekken, o yaşlarda, zeytin ağacı zaten ne istediğini bilen bir yaşam saltanatı sürmeye gebedir. Gövdesi iyiden iyiye genişlemiş ve duru, sağlam gri bir renk almıştır.

Kahır dolu yalnızlıklar ve düş kırıklıkları beklerken insanı, zeytin ağacının derdi boydan 15 metreye vurmak ve çok iyi meyveler vermektir.

On yıllık bir gazete, bir zeytin ağacı demektir benim için.

örneğin 25. yılında en iyi mahsulünü verecek olan bir zeytin ağacı. örneğin yüzyıllık yalnızlıktaki ‘o’ insanla buluşmasıdır bir masada. O insanın ekmeğine katacağı duru bir zeytinyağı olmak demektir, bir damak zevki, hemen her şeye katık edilecek bir cevap… Barış yolunda.

***

Nice yıllara Vatan.

Değerli okurlarla.