Özür dilemek

Epey zaman önceydi. ‘Affettim’ dedi. ‘Bana yaptığı onca şeyi affettim.’

Bunu dedi demesine ama eksik bir duygu vardı o girdapta. Gözlerinde geçmişten kalma bir diken hâlâ mevcuttu. Bu dikene tuhaf, yersiz bir kibir eşlik ediyordu.

Eşini yitireli çok zaman olmuştu. Eşinin ona ne yaptığını bilmiyordum, sormadım bile ama kadının gözlerindeki o diken birçok şeyi anlatmaya muktedirdi.

Nice zaman sonra anlaşıldı ki giden, apar topar özür dilemeden gitmiş. Kadındaki ‘affettim’ çıkarsamasını öksüz bırakan da bu olmuştu.

Kadının gözündeki o dikeni uzun zaman boyunca düşündüm. özür dilemenin insanı rahatlatabilecek bir duygu olduğunu anlayamadım desem belki daha doğru olacak. Bir özür toplumu olmadığımızdan belki de. Bizde özür dileme aşamasında -oraya varılabilirse eğer!- genellikle şu eğilim mevcuttur: ‘Hadi geçmişi unutalım, zaten geçmişe mazi derler!’ Oysa geçmişi sağlıklı bir biçimde unutmak kuru kuruya olmaz.

Dersim’de olup biten onca şeyden sonra yeniden düşünüp duruyorum bu özür faslını…

özür dilemek neyi değiştirebilir ki diye sorabilirsiniz. Gidenleri geri getirebilir mi, acıları silebilir mi? Gidenleri geri getiremez ama mezarlarında (toplu mezarlarda demek istiyorum) muhtemelen bir daha rahatsız edilmezler. Yaşayanlar açısından acıları silebilir mi peki? Silmese de eksiltebilir; acıyla birlikte sürekli hatırlananı, öfkeyle kuşatılanı ya da tam tersi hiç yokmuş gibi davranılanı su yüzüne çıkarır ve acının nefes almasını sağlar. Buradaki mecazi anlamda kullandığım nefes almak ise anın içinde olabilmek, kısacası yaşamla eşdeğerdedir.

Ortada samimi bir itiraf varsa (ki özür aslında bir tür itiraftır) sağlıklı bir affediş de mümkün demektir. Dikensiz, kibirsiz bir affediş.

Belki bu sayede barışa giden yolun kapısı da aralanır. Ama yine de belirtmemiz gerekiyor ki affetmekle barışmak aynı şey değildir.

Affetmeyi barışmaya taşıyacak yol nedir sizce?

Bunun bir yolu da belki de geçmiş adına özür dilerken şu an aynı şeyleri hiçbir koşulda yapmadığınızı, değiştiğinizi karşı tarafa içtenlikle sergilemeniz, göstermeniz olabilir mi dersiniz? Daha açık söyleyeyim: ‘Cadı avı’ operasyonları sürerken Dersim için özür dilemek özür-affetmek-barış denkleminde nereye düşer? özür dileyenler, kabahatin bir daha yapılmamasına özen göstermeye dair bir söz, bir taahhüt verdiklerini de bilmek durumundadırlar. özrün vicdanla kurduğu bağ buradadır. çünkü özür, bir kopyala-yapıştır, olmazsa yine kopyala, yine yapıştır mantığında boğulabilecek suni bir itiraf değildir.

Geçmiş, şimdi ve gelecek; yaşamın içinde ve buna rağmen sonsuzluğa soyunmuş bir itiraftır özür. Geçmiş için özür dilerken aynı koşullarda şimdiki zamanı da teminat altına alıyorsunuz demektir.