Sağduyulu cesaret

Gençlerin ilgisizliğinden, apolitikliğinden şikâyet edip duranlar için yazıyorum bu yazımı.

Gençleri günah keçisi yapmaktan vazgeçin! Bence bundan sonraki ‘apolitiklik’ şikâyetlerinizi medyaya çevirin!

Bildiğiniz gibi Gezi Parkı’nın medya için sembolü penguenler oldu! Uluslararası medya olayları anbean verirken bizdeki penguenlerin belgesel hâlleri medyamızın nasıl bir yerde durduğunun en güzel kanıtıydı. Dahası, insanlar bir ateş hattındayken güzellik yarışmasına da tanık olduk. Diyeceksiniz ki bunlar olmayacak mı? Elbette olabilir. Güzellik yarışmalarına ya da penguenlere karşı değiliz ki!

Sözümüz kendisine haber kanalı diyen kanalların yemek tariflerine vb. gömülmüş hâline. ‘Ne yapalım üzerimizde baskı var’ diyen medya yöneticilerine yanıtımız da belli: Sizin işiniz patron ikna etmek değil. İş, üzerinizde ağır bir yük varken görevinizi yapabilmektir.

İfade özgürlüğünü, ifade özgürlüğü olan bir ülkede savunmak değildir habercilik. ‘Ah ah her şey güllük gülistanlık olsaydı ne güzel haberler yapardık’ diye kendine acıyıp durmak da değildir.

Dönem iş yapma dönemidir.

Gezi Parkı bize bunu öğretti. Gezi Parkı’nın genç, yaratıcı, güçlü ve farklı sesinden alınacak feyz budur ve gelecek günlerde de bu olmalı. Sansürü aşmanın yolu sağduyulu cesaretten geçiyor. Bu iş medyanın aldığı rolle (ya da rolünü hatırlamasıyla) çok iyi bir biçimde ivmelenebilir.

Twitter için uyarılar

Gezi eylemlerinde en büyük iletişim ağı olan Twitter için mesajlar yağıyor. Bu mesajlarda özellikle dikkat edilmesi gereken hususlar şöyle sıralanmış:

Polis/Provokatör hesaplarını spam’leyin: Direnişin büyümesiyle birlikte çok sayıda Twitter hesabı açıldığı biliniyor. Bunların ortak özelliği profil fotosunda yumurta resimlerinin olması, direnişçilere yardım etmeye çalışan kişilere telefon numaraları ya da adresler verip bunun yayılması için destek istemeleri ve takipçi sayılarının 0 ya da 2 kişi olması. Bu hesapları spam’leyin. Tanımadığınız kişilerin tweet’lerini RT’lemeyin, verdikleri bilgileri paylaşmayın.

Teyit edilmeyen bilgilere dikkat edin.

Telefon ya da açık adres paylaşmayın.

Eylemcilerin yüzlerinin seçilebildiği fotoları paylaşmayın.

Bir diğer haber Harvard ve MIT (Massachusetts Institute Of Technology)’de okuyan öğrencilerimiz ve akademisyenlerimizden: Türkiye’de yaşanan polis şiddetinin boyutunun ve yayılımının insan haklarına aykırı yönlerini tüm dünyaya göstermek için ‘ Şiddet Haritası ’ hazırlıyorlar.

Haritada paylaşılan bilgiler insana verilen zararın derecesi ve saldırı tipini kapsamakta. Bu çalışma, uygulanan polis şiddetini değerlendirmeyi, yasa dışı müdahaleleri tespit etmeyi ve gerekli şikâyetlere delil ile destek olmayı hedefliyor. Katkıda bulunmak isteyenler orantısız güç kullanımını tespit eden fotoğraf ve videoları:

1. siddetharitasi@gmail.com’a yollayabilirler.

2. Yer ve zamanı olabildiğince detaylı belirterek #siddetharitasi hashtag’ini kullanarak tweet’leyebilirler.

Devam Türkiye! Çok iyi gidiyorsun. Lütfen ‘şiddetsizlik’e özel özen…