Yassah!

En son yaşadığımız sosyal medya sansürüne yönelik düşüncelerimi soran yabancı bir meslektaşıma ‘bu kaotik durum ne ilk ne de son;  artık film zamanı, kendimizi sansürsüz hissettiğimiz o alanı yaşıyoruz ya, bu da bana-bize yeter şimdilik’ demiştim.
 
Acele etmişim!
 
Bu sözlerden sonra kayıt tescil belgesi yok gerekçesiyle Kültür Bakanlığı Bakur-Kuzey adlı belgeselin gösterilmesine izin vermedi. Bu elbette sadece bir bahaneydi.
 
Çayan Demirel ve Ertuğrul Mavioğlu’nun filmi Türkiye içindeki üç PKK kampında çekilen bir belgesel. İnsanların gündelik yaşamlarını beyaz perdeye yansıtmasıyla ilgi toplamaya aday bir filmdi.
 
Sonrasında bir sürü olay oldu, protestolar yaşandı. Jüriler çekildi, ödüller iptal edildi, kimi filmlerin gösterimi durduruldu. Dahası protestolar Ankara Film Festivali’ne de yansıyacak. 
 
Burada yasakçı zihniyete sormak şart: Mutlu musunuz? İstanbul Film Festivali gibi en büyük gururlarımızdan biri olan böylesi bir kültür hareketliliğine düşürdüğünüz bu kara lekeden, sahi  mutlu musunuz?
 
Topu İKSV’ye atarak kurtulmaya çalışanlara hatırlatalım: İKSV kendilerine başvuruda bulunan yerli filmlerden (yabancı filmlerde böyle bir zorunluluk zaten yıllardır kalkmış durumda) kayıt tescil belgesi aramıyor. Ve şimdiye kadar bu belge olmaksızın birçok filmin gösterilmesine olanak sağlanmış.
 
***
 
Geçtiğimiz Çarşamba,  bir basın toplantısı yapıldı. Koç Üniversitesi’nden Ali Çarkoğlu, Sabancı Üniversitesi’nden Ersin Kalaycıoğlu ve Ohio Eyalet Üniversitesi’nden Erik Nisbet’in yürüttüğü Türkiye’de Siyaset, Medya ve Özgürlükler saha araştırmasının sonuçları paylaşıldı. Araştırma 51 ilde 2356 katılımcı ile açık uçlu sorular eşliğinde yüz yüze yapılmış.
 
Madem başlığımız ‘yassah’; o halde biraz onlara değinelim. İnternet dışındaki yayın organlarına sansür olmalı mı sorusuna çeşitli sorulardan elde edilen yüzdelerden sonra ulaşılan seviyede ‘olmalı’ diyenlerin çoğunluğunu 33.5 ile AKP’liler oluşturuyor Dahası internette sansür olmalı mı sorusuna ‘olmalı’ diyenlerin başında da AKP’li seçmenler geliyor (38). Bu tablolardan çok genel olarak şunu çıkartabiliriz: Diğer partilere göre AKP seçmeni sansürü istiyor ancak bu, iki AKP’li seçmenden birinin sansürü istediğini tam olarak kanıtlamıyor. Buna karşın sansüre onay verenler sadece AKP’li seçmenler değil. HDP’nin ve MHP’nin, hem internet dışında hem de internette sansür konusunda birbirine denk düşen bir orana sahip olması ise ilginç.
 
Bu arada ‘Türkiye’de internet özgür müdür yoksa sansürlenmekte midir?’ sorusuna parti seçmenini düşünmeksizin verilen cevaplar da şöyle:
 
% 31.4 biraz sansürlü
 
% 24.2 sansürlü de değil özgür de değil
 
% 15.3 çok özgür
 
% 14.8 çok sansürlü
 
% 14.3 biraz özgür
 
Ben bu tablodan şunu çıkartıyorum: İnternetin çok özgür olduğunu ya da çok sansürlü olduğunu düşünenlerin sayısı neredeyse ortak. Bu da özgürlük ve sansür konusunda toplum olarak kafamızın karışık olduğunu gösteriyor.
 
Son zamanlarda hükümet tarafından getirilen internet kısıtlamaları ve sansüre, AKP’li seçmenlerin yüzde 33.60’ı ne karşı ne de destekliyor, yüzde 25.10’u biraz destekliyor, yüzde 24.5’i biraz karşı, yüzde 11.9’u çok destekliyor, yüzde 4.9’u çok karşı. CHP’li seçmenlere baktığımızda yüzde 40’ı çok karşı, yüzde 34.2’si biraz karşı, yüzde 17.3’ü ne karşı ne de destekliyor, yüzde 1.3’ü çok destekliyor…
 
MHP’li seçmenlerin yüzde 35.3’ü biraz karşı. HDP’li seçmenin ise yüzde 30.2’si çok karşı, yüzde 30.2’si ise biraz karşı. HDP’li seçmenin bu duruma çok destek verenlerin olanlarının yüzdesi ise yüzde 2.8…
 
Yasakları seviyor muyuz nedir?
 
Bu arada araştırmada Türkiye’nin en önemli sorunu nedir sorusuna ‘işsizlik’ damgasını vurmuş durumda. Bunun hemen ardından da ‘yoksulluk ve gelir yetersizliği’ geliyor. 
 
Yoksulluk bitmediği için mi yasaklar bitmiyor dersiniz?