Zamanın aşılamadığı yerler

11. Ağır Ceza Mahkemesi’ni kutlamak gerekiyor! Kadıköy’ün cumartesi günkü görkemini mahkemenin aldığı bu karara borçluyuz! 5 firari sanık hakkında görülen davanın zaman aşımına uğradığı yönünde varılan karar yüzünden cumartesi günü Kadıköy Meydanı gürül gürüldü.

Alevilerin çoğunluğu oluşturduğu vakar topluluk “Sivas onurdur, onuruna sahip çık” derken Türkiye’nin bu olup bitenlerden ne yönde “ders çıkarması” gerektiğini de söylüyordu sanki. Kısa süreliğine de olsa onların arasında kendime yer bulmaya çalışırken Türkiye’nin başka bir yüzünü görme şansına da eriştim ve gerçekten umutlandım. Türkiye’nin demokrasiyi özleyen coşkusundaki halkın içten sesiydi bu. Bir uçtan bir uca iyilikle sarılmış bir öfke ve akıllarda kalacak bir renkti. Bozkırdı o renk, fuşyaydı, kara duttu. Sesti ve beyhude değildi. Dersim, çorum, Sivas için oradaydı insanlaröDeğişmeyenin sorgulanması için. Bahanelerden, gözdağı verilmekten bıkmışlardı. Devlet şiddeti bitmeli ve kardeşliğin bahtı açık olmalıydı bu diyarlarda artık! Yaşamın hayırduasını almış gençler, kadınlar, erkekler oradaydı. Kâküllü bir bahar güneşinin altında.

Keşke yetkililer bu insanların dertlerinin gerçekten ne olduğunu duyabilse ve “ulusa sesleniş” vb. bitip tükenmez konuşmalarında devletin sadece ekonomik çizelgelere indirgenmiş “çil çil” başarılarını değil, bu sesleri, asıl bu sesleri dillendirebilse diye düşündüm. Sonuçta her çizelge insanın ve insan onurunun yanında sönük kalmaya mahkumdur!

Sivas hepimizin onurudur, evet. çünkü orada insanlar yakıldı. Bu kadar net. Bu ülkenin değerleriydi yakılanlar. Onlar kolay kolay yetişmiyor bu ülkede. Yetişse de ruhunda darağacı üretenlerin, kötülüğü sevenlerin sayısına, hızına yetişemiyor sayıları! Dolayısıyla Sivas’ın, bu insanlık ayıbının, bu acı gerçeğin zaman aşımı falan olamaz, olmamalı. Bunu zamanın raflarına kaldırmak istersek bir gün o raflardan kafamıza düşecek olanın ağırlığı altında, üstelik tam da buyruklara, fetvalara, emirlere bağışıklık kazandığımızı sandığımız anda, hep birlikte ezilip kalıveririz. Bundan öncekilerde kaldığımız gibi.

Zamanın bahçıvanı olanlar iyi bilirler. Yapılan, edilen her şeyin, unutulsalar, unutturulsalar bile, bir bağbozumu vardır.